Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atina’da; “İki kardeş arasında dahi anlaşmazlıklar olabilirken iki komşu arasında görüş ayrılıklarının yaşanması gayet doğaldır. Mesele bunları çözme iradesidir. Biz Ege‘yi bir barış ve iş birliği denizi haline getirelim istiyoruz. Türkiye- Yunanistan olarak atacağımız ortak adımlarla tüm dünyaya örnek olalım arzusundayız. Açık söylüyorum, bizim aramızda çözülemeyecek kadar hiçbir sorun yok” dedi. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise “Sınırdaş olan iki ülke, yan yana ve beraber hareket etmek zorundadır. İkimiz de daha sakin sularda, güzel esen bir esintiyle ilerleyen geminin kaptanı olarak güzel bir geleceği yaratmak durumundayız” diye konuştu. Miçotakis ayrıca, “7 günlük bir süreyle vizeden muaf tutularak Türk vatandaşlarının Ege adalarını ziyaret etme serbestisini karar olarak ele aldık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin beşinci toplantısı kapsamında Yunanistan’ın başkenti Atina’ya gitti. 6 yıl sonra ilk kez Atina’ya giden Erdoğan, Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu’nun ardından Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüştü. İki lider, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Miçotakis şöyle konuştu:
MİÇOTAKİS: YUNANİSTAN’IN TÜRKİYE’YE AVRUPA SÜRECİNDEKİ DESTEĞİ ELE ALDIK
Göç hareketliliği artma yerine gerilemiştir. Polis, sahil güvenliğin iş birliği sayesinde gelişen bu ilişkiler gelecekte daha da ilerleyecektir.
Yunanistan’ın Türkiye‘ye Avrupa sürecinde sağlayacağı desteği de ele aldık. Vize meselesinde de Türk öğrenciler ile Avrupalı öğrenciler arasında daha yakın bir iş birliğinin sağlanması için vizeden muaf tutulma meselesini de ele aldık. Biz aynı zamanda Doğu Ege’de bütün yıl boyunca 7 günlük bir süreyle vizeden muaf tutularak Türk vatandaşlarının Ege adalarını ziyaret etme serbestisini karar olarak ele aldık.
“KIBRIS KONUSUNDA BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARI BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Azınlık meselesi birbirimize duyduğumuz anlayışın ve bu ılımlı yaklaşımın düzeltilmesi açısından köprü rolü oynamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı ile çevremizde cereyan edenlerin analizini yaptık ve bütün aşırı tavırların bertaraf edilmesi, bunlardan kaçınılması ve aynı zamanda insani değerlere saygı konusunda hemfikir kaldık. Kıbrıs konusunda, BM Güvenlik Konseyi kararları bizim için çok önemlidir. Kıbrıs konusunda gelişmeler bu doğrultuda olmalıdır.
1930’da, o zamanın Başbakanı İsmet İnönü ile iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Şunlar söylenmişti o zamanlar; ‘Biz size dostluk eli uzatıyoruz ve aramızdaki hasmane ilişkilerin sonuna vardığımıza inanıyoruz.’ Onların bize bıraktığı miras bugün de canlı, ayakta kalmaktadır. Çünkü karşı karşıya kaldığımız sınamalar, Lozan Anlaşması’nın 100’üncü yılından sonra iyi komşuluk deklarasyonu yapmak durumundayız.
Hem ulusal hem uluslararası camiada bizim bu şekilde devam etmemiz sistematik bir şekilde birçok uzmanın bir araya gelip bütün konularımızın tartışılması ön görülüyor. Zaman uygun olduğunda ise tabii ki kıta sahanlığı, deniz sahası meselelerini de konuşmaya hazır olacağız. Deniz hukuku hepimiz için bu tipten anlaşmazlıkların çözümlenmesi çok büyük ve önemli bir rol oynar. Aramızdaki irtibat bahar aylarında Ankara’da sizinle görüşme imkanım olacak. Aynı zamanda NATO Konseyi’nde de tekrar görüşme imkanımız olacak.
“DAHA SAKİN SULARDA İLERLEYEN GEMİNİN KAPTANI OLARAK GÜZEL BİR GELECEK YARATMAK DURUMUNDAYIZ”
Sınırdaş olan iki ülke, yan yana ve beraber hareket etmek zorundadır. İkimiz de daha sakin sularda, güzel esen bir esintiyle ilerleyen geminin kaptanı olarak güzel bir geleceği yaratmak durumundayız. Geleceğe olumlu bakmak istiyorum ve size tekrar hoş geldiniz diyorum.”
ERDOĞAN: MÜNASEBETLERİMİZDE OLUMLU İVMEYİ DAHA DA GELİŞTİRMEK İSTİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şunları kaydetti:
“Yunanistan’ı son olarak 2017 yılında ziyaret etmiştim. Bu 65 yıl aradan sonra Türkiye‘den Yunanistan’a devlet başkanı düzeyinde yapılan ilk ziyaretti. Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin beşinci toplantısı vesilesiyle tekrar Atina’da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Münasebetlerimizde mevcut olumlu ivmeyi daha da geliştirmek istiyoruz. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin beşinci toplantısını 7 yılın ardından bugün gerçekleştiriyor olmamız bu niyetimizin bir göstergesidir. Bir sonraki toplantı için bu kadar ara vermeyeceğimize ve kuruluş bildirgesinde ifade olunduğu üzere, yılda en az bir kez bu buluşmayı gerçekleştirmenin her iki ülke için de hayırlı olacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Sayın Miçotakis ile faydalı görüşmeler yaptık. Sayın Başbakanla ikili görüşmemizde işbirliğimizi geliştirmek maksadıyla atılabilecek adımları ele aldık. Üst düzey temasların devamı çerçevesinde aramızdaki diyalog kanallarının her seviyede açık tutulmasının önemini vurguladık. Başbakanlığım döneminde teşkil edilen Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmasının ilişkilerimizin olumlu gündem temelinde ilerletilmesine katkı sağladığının altını çizdim. Dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında Atina Bildirgesi ile ilişkilerimizi geliştirme yönündeki irademizi en üst seviyede teyit etmiş olduk. 2021 yılında oluşturulan Ortak Eylem Planı çerçevesindeki çalışmaların somut neticelerini görmekten ayrıca memnuniyet duyuyoruz.
“SORUNLARI YAPICI DİYALOG, İYİ KOMŞULUK VE ULUSLARARASI HUKUK ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK SAMİMİ TEMENNİMİZDİR”
Sayın Başbakan ile görüşmemizde şu an itibarıyla yaklaşık 5 milyar dolar civarında olan ticaret hacmimizin 10 milyar dolara çıkarılmasında mutabık kaldık. İpsala-Kipi Sınır Kapısı’nda ikinci köprü inşası gibi ulaştırma projelerinin önemine işaret ettik. Ayrıca gerek turizm, gerek kültürel alanda ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Sayın Başbakan ile görüşmelerimizde Ege ve Doğu Akdeniz’deki tutumlarımız hakkında da görüş alışverişinde bulunduk ve Dışişleri Bakanlarımızın bu konuda çalışmaları kararlı şekilde ele almalarını istedik. Mevcut sorunlarımızı yapıcı diyalog, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk çerçevesinde müşterek çabalarla çözüme kavuşturmak samimi temennimizdir.
Sayın Başbakan ile terörle mücadele alanındaki iş birliğimizi nasıl geliştirebileceğimizi de ele aldık. Bu minvalde beklentilerimizi bir kez daha dile getirdik. Özellikle Lavrion Kampı’nın kapatılmasını memnuniyetle karşıladık. Yunanistan’da teröristlere barınma imkanı sağlayan benzeri kampların oluşmaması için dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdim.
“KIBRIS MESELESİNİN ADİL, KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜME KAVUŞTURULMASI TÜM BÖLGENİN YARARINA OLACAKTIR”
Batı Trakya Türk azınlığının durumunda uluslararası hukukun gerektirdiği iyileştirmelerin yapılması yönündeki beklentilerimizi ifade ettim. Kıbrıs meselesinin adadaki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması tüm bölgenin yararına olacaktır.
Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan dramı ele aldık. Türkiye olarak en başından beri sivillerin hedef alınmasını hiç bir şekilde tasvip etmediğimizi dile getirdik. Yaşananların Gazze halkının toplu şekilde cezalandırılmasına dönüşmesi, çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin masum Filistinli sivilin katledilmesi vicdanları yaralamaktadır. Uluslararası toplum işlenmekte olan insanlık ve savaş suçları karşısında sessiz kalmamalıdır. Kalıcı ateşkesin bir an evvel tesisi, insani yardımların engelsiz akışının temini hepimizin önceliği olmalıdır. Son gelişmelerle birlikte 1967 sınırlarında bağımsız, egemen, toprak bütünlüğüne haiz Filistin Devleti’nin tesisinin artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye olarak adil bir barışın uygulanması noktasında garantör olarak sorumluluk almaya hazır olduğumuzu açıkladık.
“BİZİM ARAMIZDA ÇÖZÜLMEYECEK KADAR HİÇBİR SORUN YOK”
Bizler aynı denizi, aynı coğrafyayı, aynı iklimi hatta bir çok alanda aynı kültürü paylaşan iki komşu ülkeyiz. İki kardeş arasında dahi anlaşmazlıklar olabilirken iki komşu arasında görüş ayrılıklarının yaşanması gayet doğaldır. Mesele bunları çözme iradesidir. Biz Ege’yi bir barış ve iş birliği denizi haline getirelim istiyoruz. Türkiye-Yunanistan olarak atacağımız ortak adımlarla tüm dünyaya örnek olalım arzusundayız. Açık söylüyorum, bizim aramızda çözülemeyecek kadar hiçbir sorun yok. Yeter ki hüsnüniyetle hareket edelim, büyük resme odaklanalım, denizi geçip derede boğulanlardan olmayalım. Değerli Kiryakos’un da bizimle aynı kanaati paylaştığını görmekten ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum.”